YÖNETİM
Yönetim kavramı bazen “idare” bazen “sevk ve idare” bazen de “kurum” veya “örgüt” anlamında
kullanılmaktadır. Klasik yönetim yaklaşımlarında yönetim, başkalarını sevk ve idare etme anlamında
kullanılırken, çağdaş yönetim yaklaşımlarında yönetim, işgörenler yardımıyla iş yapabilme bilimi ve
sanatı anlamında kullanılmaktadır
. Yönetim doğuştan sahip olunan yetenekler (sanat yönü), yönetim
konusunda alınacak eğitim (bilim yönü) ve bunlara eklenen deneyim birlikteliğiyle etkili bir şekilde
gerçekleştirilebilir. Yönetim, evrensel bir süreç, toplumsal yaşam kadar eski bir sanat, gelişmekte olan bir
bilimdir. Geleneksel yaklaşım, yönetimi, başkaları üzerinde otorite kurma olarak görürken çağdaş
yaklaşım, çalışanları motive etme ve onların yeteneklerini açığa çıkarma etkinliği olarak görmektedir. Bu
etkinlik örgütsel hedeflere ulaşmak için çeşitli örgütsel kaynakları birleştiren ve koordine eden yöneticiler
tarafından yerine getirilir.
Sosyal bilimler ile teknik bilimlerin ortaya çıkışı ve gelişimi bakımından önemli farklılıklar vardır.
Teknik bilimler icatlara dayanır ve bir takım buluşlarla başlar. Bu buluşlar sonradan geliştirilir ve yaygın
bir şekilde kullanılacak hale getirilir. Sosyal bilimler ise, mevcut toplumsal uygulamaların özellikli ve
ortak yönlerinin bir teori olarak oluşturulmasını amaçlar; bir diğer ifade ile toplumsal olayları açıklama
amacına yönelir. İşte bu yaklaşım açısından bakıldığında yönetim bir sosyal bilim dalıdır.
Yönetim evrensel bir kavramdır. Önceden ne yapacağının kestirilmesi oldukça zor olan insanla uğraşır.
İnsanın toplumsal yaşama gereği olan diğer kişilerle ilişkilerini, onların çeşitli etmenler altındaki davranışlarını
inceler. Ancak ilkeleri, felsefesi ve politikalarının incelenmesine yeni başlanmış olan bir bilim dalı için, bu
gibi terminoloji ve kavram karışıklarının olağan karşılanması gerektiği de ileri sürülmekte ve bugün için
yönetim teorisinin kapsamı ve tanımının ne olması veya ne olmaması konusunda çok genel bir fikir birliğinin
dışında, ayrıntıları ile aynı görüşleri paylaşan iki kişi bile bulmanın son derece güç olduğu belirtilmektedir. Bu
konu ile ilgili olanlar, kendi ihtiyaç ve amaçlarına göre tanım geliştirmektedir. Yönetim dendiğinde bazen bir
süreç anlaşılmakta, bazen bu sürecin unsurları olan organlar (kişi veya grup) anlaşılmakta bazen de yönetim
belirli bir bilgi topluluğu olarak ele alınarak bunun yöneticilerin karar verme ve önderlik gibi faaliyetlerinde
nasıl kullanılabileceği üzerinde durulmaktadır. Bunun sonucu olarak da; süreç olarak yönetim, bir takım
faaliyet ve fonksiyonları; sanat olarak yönetim, bir uygulamayı; bilim olarak yönetim ise, sistematik ve bilimsel
bilgi topluluğunu ifade eder. Söz konusu üç yönü birlikte ele alacak olursak yönetim; örgüt amaçlarının
etkili ve verimli olarak gerçekleştirilmesi amacıyla, planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve
kontrol fonksiyonlarına ilişkin, kavram, ilke, teori, model ve tekniklerin, sistematik ve bilinçli bir
biçimde, yetenekle uygulanmasıyla ilgili faaliyetler olarak tanımlanabilir
Yönetimin ne olduğu ve yöneticinin ne iş yaptığı uygulamalı araştırmalara da konu olmuştur. Bu
araştırmalarda varılan sonuç şudur: Ustabaşından genel müdüre ve devlet yöneticilerine kadar yapılan
işin esası değişmez, yalnızca roller ve kapsam değişir. Yöneticinin işi “programlanmış” bir iş değildir.
Yönetimde iletişim ile sezgiler çok önemli rol oynar. Yönetici diğer kişilerden aldığı ve onlara verdiği
bilgi oranında güçlüdür.
Yönetim, belirli bir takım amaçlara ulaşmak için başta insanlar olmak üzere parasal kaynakları,
donanımı, demirbaşları, hammaddeleri, yardımcı malzemeleri ve zamanı birbiriyle uyumlu, verimli ve
etkin kullanabilecek kararlar alma ve uygulatma süreçlerinin toplamıdır. Yönetim kavramının içinde başta
insanlar olmak üzere üretim faktörlerinin amaçlar doğrultusunda etkin ve verimli kullanımı söz
konusudur. Yönetimin üzerinde görüş birliğine varılan bir tanımı “yönetim, başkaları vasıtasıyla veya
başkaları ile işgörmektir” şeklindedir. Yönetimin ancak birden fazla kişinin varlığı ile ortaya çıkan ve bu
yönü ile ekonomik faaliyetten ayrılan bir grup faaliyeti (sosyal faaliyet) olduğu, genel olarak kabul
görmüş bulunmaktadır. Birçok yazar ve bilim adamı yönetimin tanımını yapmıştır. Birbirlerini kapsayan
ve bazılarının değişiklik gösterdiği tanımlardan bir kısmı şöyledir:
• Yönetim; bir meslek, bilimsel uygulama, sanat ve süreç olarak tanımlanmakla birlikte aslında
bunların tümüdür.
• Yönetim; örgüt amaçlarının etkili ve verimli olarak gerçekleştirilmesi amacıyla planlama,
örgütleme, yürütme, koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarına ilişkin kavram, ilke, teori, model
ve tekniklerin, sistematik ve bilinçli bir biçimde maharetle uygulaması ile ilgili faaliyetlerin
tümüdür.
• Yönetim, örgütün amaçlarını yerine getirebilmek için İngilizce literatürde 6M olarak
adlandırılan 6 maddenin harmanlanmasından oluşur. İnsangücü (manpower), malzeme
(material), para (money), yöntemler (methods), makineler (machines) ve etik (morale) tir.
Farklı bilim dallarına göre de yönetimin tanımı yapılmakta ve her bilim dalı yönetimi; kendi
alanlarının hedeflerine uygun olarak tanımlamaktadır. Ekonomistlere göre yönetim; emek, sermaye ve
toprakla birlikte üretim fonksiyonlarından biridir. Siyaset bilimcilere göre bir otorite sistemi, toplum
bilimcilere göre ise bir sınıf ve saygınlık sistemidir.
Yönetim bilimi; bir yandan kamu yararına görevler verilen politik iktidarın organlarının kuruluşu,
yapısı ve görevlerini ve diğer yandan da bu organların çalışmalarında görev alan veya etkisi altında kalan
kişilerin ve grupların davranışlarını inceleme, açıklama ve tanımlamaya yönelen sosyal bilimcilerin bir
koludur. Açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, yönetim, amaçlara yönelmiş, beşeri ve psikososyal özellikte
bir süreçtir. Yönetim sürecinde görev alan, diğer bir ifadeyle ortak çaba ve çalışmalarda bulunan fertleri,
iş gören ve iş gördüren, yönetilen ve yöneten, amir ve memur v.b. çeşitli ifadelerle anılan sosyal bir
farklıla!maya u#rarlar. Tarihin her döneminde yönetim süreci ve olayları söz konusu oldu#u durumlarda,
emir alanlar ve emir verenler mevcut olmuştur.
YÖNETİMİN AMACI
Yönetimin teorik amacı, konusunu olu!turan olgu ve olayları açıklamak, anla!ılmasını sa#lamaktır.
Ayrıca yönetimin, yönetim süreci ve örgütsel davranı!larla ilgili olgu ve olayların önceden tahmin
edebilmek; bu olgu ve olayları etkilemek ve kontrol etmek !eklinde amaçları vardır. Yönetimin nihai
amacı, yönetsel ve örgütsel etkinlik ve verimlili#i artırmaktır.
Yönetim bilimi amaca, yönetimin sanatsal ve bilimsel yanını uygulayarak ula!an bir disiplindir. Bu
nedenle, yönetimin teorik amaçlarından çok, “pratik” ve “pragmatik” amaçları önem kazanır. Yönetim
dü!üncesinin pratik ve pragmatik amacı, “örgütsel etkinli#i ve verimlili#i” artırmaktır. Bunun yanında,
yönetimin sosyal sorumlulu#unun bir sonucu olarak, e#itim ve geli!tirme faaliyetlerine süreklilik
kazandırmak gibi son derece önemli bir fonksiyonu da vardır. Yönetimin pragmatik amaçları, onun,
mümkün olabilecek olanla ilgilenmesini gerekli kılar ve onun bilimsel yönüne i!aret eder.
Yönetim bilimi, eldeki kaynakların verimli, etkin ve rasyonel bir biçimde kullanılmasını ö#reten bir
bilim dalıdır. Yönetimin bunu ba!arabilmesi, “i!leri do"ru yaparak” verimlili#i, “do"ru i!ler yaparak”
da etkinli#i gerçekle!tirmesine ba#lıdır. Yönetimde verimlilik ve etkinlik, kaynak de#i!imi ve
kullanımının, verimli bir biçimde gerçekle!tirilmesi yoluyla sa#lanabilir. Bu yöntemleri ortaya çıkarmak
ve uygulamak, yönetim biliminin amacıdır. "yi bir yönetim, kaynakları en alt düzeyde kullanarak, en üst
düzeyde verimlilik elde edebilen ve bunu sürdürebilen yönetimdir. Yönetimin en genel amacı kaynakların
koordinasyonu yoluyla örgütsel amaçların etkin bir !ekilde yerine getirilmesidir.
Yönetim bir meslek midir?
Herhangi bir u#ra!ı alanının meslek niteli#ini de#erlerken u#ra!ı alanının sistematik bir bilgi
toplulu#unun olması, bütün üyelerce istekli olarak kabul edilmi! ve anla!ılmı! standart yöntemlerinin
ve uygulamalarının bulunması, söz konusu yöntem ve uygulamaların sürekli ara!tırmaya ve bilimsel
temellere dayanması, uzmanla!mı! bir teknolojiye sahip olması, mesleki yayınların yapılması,
(mesleki ara!tırmalar, geli!meler vb. meslekta!lara iletmek için), mesle#e girmek için belirli bir bilgi
ve becerinin gerekli olması, mesle#in yürütülmesi ile ilgili belli ahlaki standartların ve meslekta!larca
payla!ılan bir sorumluluk duygusunun bulunması ölçüt olarak sıralanabilir.
Birçok mesle#in tarihçesine bakıldı#ında, o meslek sahibinin “deneme yanılma yöntemi” ile ve
“usta-çırak ili!kisi” içerisinde mesle#i ö#rendikleri ve zamanla uzmanla!tıkları görülür. Ancak fen
bilimleri, sosyal bilimler ve mühendislik bilimlerindeki geli!melerle birlikte tüm meslek dallarında
bilimselli#in gere#i açıkça ortaya çıkmı!tır. Yukarıda sıralanan ölçütler açısından bakıldı#ında,
yöneticili#in, henüz doktorluk, mühendislik ve avukatlık gibi belli bir ö#renimi, diploma derecesini,
e#itimi ve mesleki kurulu!ça yapılan bir sınavda ba!arı sa#lamayı, bu meslek kurulu!larınca verilen
ve devletçe onaylanan bir belgeyi gerektiren, bir meslek karakterini kazanmadı#ı söylenebilir.
Ancak, yönetim süreci hakkındaki çok geni! ve sistemli bilgi toplulu#u, i!letme yönetimi ile ilgili
okulların kurulup geli!meleri, sayısı gittikçe artan yönetim danı!manları, yönetsel davranı! da ahlaki
unsurlara verilen önemimin artması gibi hususlar, yönetimin bir meslek olarak geli!ti#ini gösteren en
kuvvetli kanıtlardır. Yönetim, !u anda, bir meslek için gerekli unsurların hepsine sahip olmamakla
birlikte, o yönde geli!ti#ine hiç !üphe yoktur.
Ben senden böyle bir !ey istemedi#imi, e#er gerçekten isteseydim, yapaca#ını biliyorum, dedi. Bazen
yöneticiler kendilerini bu tür zor durumlardan kurtaracak iyi bir yardımcıya ihtiyaç duyarlar dedi.
Üzülmü!tüm ama iyi bir !ey ö#renmi!tim (Ba!pınar Öztürk, 2007: 68–69.)
Tüm örgütler, bazı fonksiyonları icra etmek ve çevrelerine bir takım katkılarda bulunmak amacıyla,
faaliyetlerini sürdürürler. Örneğin, iş örgütlerinin fonksiyonu, mal ve hizmet üretmektir. Bu faaliyetler,
katma değer yaratmak için örgüt birimleri arasında koordinasyonu sağlamayı, onları yönlendirmeyi ve
örgütü departmanlara ayırmayı, üretim faktörlerini bir araya getirmeyi içerir. Ayrıca iş örgütlerinin diğer
amaçları “gelir” ve “istihdam” kaynakları oluşturmaktır. Kamu örgütleri ise hizmet öncelikli, sosyal
görevler ve sorumlulukları yerine getirmeğe çalışırlar. Etzioni farklı biçimlerde sınıflandırılabilecek
örgütsel amaçları üç başlık altında ele almaktadır. Bunlar:
Düzen amacı: Çalışanların belirli davranışlar göstermelerini sağlamak ve örgütsel etkinliği düşüren
davranışlara engel olmak,
Kültürel amaçlar: Bunlar, toplumun kültürel değerlerini koruma veya yaratılan sembolik imgelerle ilgili
amaçlardır,
Ekonomik amaçlar: Örgütün insanlar için mal ve hizmet üretimiyle ilgilidir.
Örgütlerin amaçlarıyla ilgili olarak yapılan bu sınıflandırma nihai bir sınıflandırma değildir. Örgütler,
sayılan amaçlardan daha fazla amaca hizmet ederler. Cyert ve March’a göre amaçlar, örgüt üyeleri
arasındaki pazarlığın bir sonucu olarak ortaya çıkar ve beş örgütsel amaç belirlenebilir. Bunlar; üretim
amacı, kayıt amacı, satış amacı, pazar payını artırmayla ilgili amaçlar ve kâr amaçlarıdır. Bu amaçların
başarılabilmesi için yürütülen faaliyetlerin belli aşamaları içermesi gerekir. Yönetim, yukarıda sayılan
amaçları gerçekleştirmek için çalışacak personeli seçer, eğitir, iş ve görev ilişkilerini örgütler, yürütülen
tüm faaliyetleri planlar, örgütler, yöneltir, koordine ve kontrol eder. Burada sayılan fonksiyonlar ilk defa
Henry Fayol tarafından ortaya konan ve genel olarak kabul edilen, temel yönetim fonksiyonlarını
oluşturur.
Yönetimin Genel Özellikleri
Yönetim amaçlara yönelik beşeri ve psiko-sosyal özellikleri olan bir etkinliktir. Yönetimin
özelliklerinden ilki, ulaşılması düşünülen belirli amaçların varlığıdır. İkinci önemli özellik, yönetimin
uyum içinde çalışan insanların beşeri güçlerini belli bir düzen içinde yönlendirmesi ve koordine
etmesidir. Yönetimin üçüncü özelliği de, çalışanlarla ilgili bir dizi işlevi kapsayan bir süreç olmasıdır ki
bu yönetimin en önemli özelliğidir. Yönetimin tanımı içinde de geçtiği gibi yönetimin olmazsa olmazları
olarak geçen genel özellikleri vardır. Yönetim sürecinin özellikleri şöyle sıralanabilir.
Amaç Özelliği: Amaç, herhangi bir canlının ulaşmak veya elde etmek için çaba gösterdiği nokta, sonuç
anlamındadır. Örgütler örgütü oluşturan insanların amaç ve isteklerini gerçekleştirmek için kurulur.
Yönetim; yöneten ve yönetilenlerin, bir ya da birden fazla amaca yönelmesi ve söz konusu amaçları
gerçekleştirmeye yönelik olarak hareket etmesini gerektirir. Tüm yönetim faaliyetleri belirlenen bir amaç
için gerçekleştirilir. Bu nedenle yönetimden bahsedebilmek için her şeyden önce bir amacın olması
gerekir. Örneğin, kâr elde etme, büyüme, pazarı genişletme, piyasa değerini maksimize etme gibi.
Grup Özelliği: Yönetimde bir gruba ihtiyaç vardır. Hiç kimse bütün işini kendisi görebilecek kadar
yetkin ve güçlü olamaz. Yönetim olgusundan söz edebilmek için, yönetici ve yönetilen grupların varlığı
gerekmektedir. Dolayısıyla takım çalışması ve motivasyon etkili bir yönetim için şarttır.
Beşeri Özelliği: İnsan, yönetim faaliyetinin temel öğesidir. Yönetimde yöneten de, yönetilen de insandır.
Yönetim insanların doyumunu baz almaktadır. İnsan, yönetim sürecinin hem nedeni, hem de amacıdır.
İşbirliği Özelliği: Yönetimde bir grup insanın bir araya gelmesi, çabalarını birleştirmeleri ve böylece
örgütün amacına ulaşmaları söz konusudur. Belirlenen amaca daha kolay ulaşabilmek insanların
beraberce çalışmaları, karşılıklı yardımlaşmaları ve işbirliği sayesinde gerçekleşmektedir.
İşbölümü ve Uzmanlaşma Özelliği: İnsanların doğaları gereği farklı niteliklere sahip olmaları gerçeğini
temel alan işbölümü ve işlerin daha verimli ve etkin yapılması esasına dayanan uzmanlaşma örgüt
genelinde işbirliğini gerektirmektedir.
Koordinasyon Özelliği: İşletme içerisinde departmanların ve buralarda çalışan bireylerin uyum içinde
çalışmaları gerekir. Yönetimin bu yönü koordinasyon özelliğinden kaynaklanır.
Yetki Özelliği: Örgütlerde amaçlara ulaşmak için örgütte görevli kişilere yetki verilmesi gerekir. Ancak,
örgütte tüm çalışanlar aynı yetkiye sahip olursa işler yürümez. Belirli bir amacı gerçekleştirmek üzere bir
araya gelen insanların yöneten ve yönetilen olmak üzere iki gruba ayrılmaları ve bu ayrımın net bir
şekilde ortaya konması gerekir
Evrensel Özellik: Yönetim sadece kâr amacı güden kuruluşlar değil, aynı zamanda kâr amacı gütmeyen
diğer kuruluşlar için de geçerlidir. Aile ortamı, dini kuruluşlar, okullar, spor klüpleri, borsa, ticaret
odaları, lokanta, belediye, otel, televizyon kanalları, vakıflar, KİT’ler, bankalar vb. her örgütte yönetim
söz konusudur. Tüm örgütler sınırlı kaynaklarıyla; sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde
amaçlarına ulaşmak isterler.
Hiyerarşi ya da Basamaksal Özellik: Örgütte çalışan insanların belirli bir düzen içinde çalışmaları
gerekir. Bunun için de genel müdürden işçisine kadar belli bir basamaksal düzen içinde çalışılmalıdır.
İletişim Özelliği: Yönetim, yaşamsal niteliğe sahip bir olgu olan iletişimi yoğun olarak kullanır. Yönetici
çalışanlarla mevcut ve potansiyel müşteriler arasında sağlıklı ve etkili bir iletişim, yönetim sürecinin
başarısını belirler. Yönetim ve iletişim kavramlarının birleşiminden oluşan “yönetişim” kavramı yönetim
uygulamalarının açık ve şeffaf olmasını ve iletişim yolu ile bilgi verilmesini öngörmektedir.
Yönetimin Fonksiyonları
İşletmeler, verimliliğinin sağlanması ve başarının sürdürülmesi için iyi bir yönetim sistemine ihtiyaç
duyarlar. İyi bir yönetim sistemi ise işletmenin tüm faaliyetlerinde yönetimin gerçekleştirilmesi ile
sağlanır. Yönetim sürecini oluşturan etkinlikler toplamı “yönetimin fonksiyonları” olarak adlandırılır.
İşletmelerde yönetim fonksiyonları tüm faaliyetlerin temelidir. İster üretim sektörü olsun, ister hizmet
sektörü, ister üst kademe yönetim kademesi, ister alt ya da orta kademe olsun tüm yöneticiler yönetim
fonksiyonlarını uygularlar.
Yönetim, yöneticiler tarafından yerine getirilen, örgütlerin yaşama ve gelişmeleri ile yakından ilgili
faaliyetlerdir. Bu faaliyetleri de, planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve kontrol olarak
sıralamak mümkündür. Yönetim fonksiyonları, birbirleriyle iç içe geçmiş, birbirlerini tamamlayan,
bütünleyen fonksiyonlardır. Yönetim faaliyetleri bir organ olarak yöneticilerin fonksiyonlarını, yönetim
sürecinin de evrelerini oluşturmaktadır. Ancak bu fonksiyonlardaki sorumluluk yöneticinin yetki ve
sorumlulukları ile sınırlıdır. Yönetici asistanı da yönetici ile çalışmalarını gerçekleştirmek için yönetimin
fonksiyonlarını çok iyi bilmeli ve gerektiğinde de kendi görevlerinde kullanabilmelidir.
Yönetimin fonksiyonları aşağıdaki şekilde beş grupta toplanmaktadır. Bu beş temel fonksiyona bazı
yazarlar karar verme ve örgütsel iletişimi de dâhil etmektedir. Ancak bazı yazarlarda karar verme ve
iletişimi yönetim fonksiyonlarını bir araya getiren bağlantı süreçleri olarak kabul etmektedir. Günümüzde
bazı yazarlar ise yönetimi planlama, örgütleme, yöneltme ve denetim olmak üzere dört fonksiyona
ayırmaktadırlar. Aslında, bu fonksiyonların neler olduğu konusunda yönetim bilimciler arasında bir birlik
yoktur. Örneğin klasik yönetim bilimcilerden Glick ve Urwick, yönetsel fonksiyonları PÖPEYÜKOHAMA
(Planlama, Örgütleme, Personel Yönetimi, Yürütme, Koordinasyon, Haberleşme ve Mali Yönetim) formülüyle
açıklamaya çalışırlar. Yine klasik yönetim bilimcilerden Henry Fayol bu fonksiyonları; planlama, örgütleme,
yöneltme, koordinasyon (eşgüdümleme) ve kontrol (denetim) olarak belirlemiştir. Temel fonksiyonların
eylem birliği olduğunu kaydeden Mooney ve Reiley bu temel fonksiyonun emir komuta zinciri, işlevsellik,
komuta ve uzmanlık gibi alt işlevlere ayrıldığını söylemektedirler.
Yönetimin Fonksiyonları
Planlama
Planlama, amaçların ve bu amaçların elde edilmesi için gerekli olan faaliyetlerin belirlenmesi sürecidir.
Yönetimin di#er fonksiyonlarına yön veren planlama, belli bir amaca ula!mak için seçenekler arasında
tercih yapmaktır. Planlar birden fazla kararı içeren kararlar toplamıdır.
Planlamanın amacı hangi faaliyetlerin yerine getirilece#i, bu faaliyetlerin ne zaman, nasıl ve kimler
tarafından yapılaca#ı gibi soruların yanıtlarını ortaya koymaktır. Yöneticiler gelecekteki örgüt
faaliyetlerine rehberlik edecek planlama çalı!ması ile di#er yönetim fonksiyonlarını harekete geçirirler.
Örgütleme
Örgütleme, yönetimin ikinci temel görevi, belirlenen amaçlara nasıl ula!ılabilece#ini kararla!tırmak ve
bunun için gerekli insan gücünü, araçları, olanakları uygun miktarda ve nitelikte bir araya getirmektir.
Örgütleme, planların uygulanması için gerekli ko!ulların sa#lanması ve sürdürülmesi ile ilgili tüm
etkinlikleri kapsar. Örgütü faaliyete geçebilecek duruma getirir.
Örgütleme bir süreçtir. Bu süreçte; yapılacak i!ler belirlenir, verimli performans için i!ler uygun
miktarlarda ve i!levlerine göre bölünür, i!leri yapacak olan ki!iler belirlenir ve uygun görevlere atanır, bu
görevlere atanan ki!ilerin yetki ve sorumlulukları belirlenir, belirlenen i!leri yerine getirmek için gerekli
i! ortamı sa#lanır, malzeme ve makineler sa#lanır. "!lerin ayrıntıları belirlenir (i! tanımı), bu i! için
gerekli özellikler belirlenir (i! gerekleri) ve i! gereklerine göre ki!iler gerekli i!lere (pozisyonlara)
yerle!tirilir. Kadrolama olarak tanımlanan bu fonksiyon örgütlemenin bir parçası olarak görülebilir.
Yöneltme
Yöneltme, kurulan düzenin çalı!tırılması, örgütün fiilen harekete geçirilmesi ile ilgilidir. Yöneltmede,
emir verme ya da ba!ka yollarla astlara ne yapması gerekti#i anlatılır, her türlü çabalarında ve
uzmanlıklarını geli!tirmelerinde önderlik yapılır, verilen görevleri yerine getirebilecek biçimde
güdülenmeleri için etkili bir ileti!imin kurulur. Yöneltme ileti!im, güdüleme ve önderlik, e#itim
konularıyla yakından ilgilidir.
Koordinasyon
Koordinasyon, insanların çabalarını birle!tirmeyi ve zaman bakımından ayarlamayı, ortakla!a amaca
varmak için çabaların birbiri ardı sıra gelmelerini ve içiçe geçip kenetlenerek birbirlerini bütünlemelerini
sa#layan bir fonksiyondur. Ba!arılı bir koordinasyon planlama, örgütleme, yöneltme ve kontrol gibi di#er
yönetim fonksiyonlarının ba!arılarına ba#lıdır. Yönetim, tüm etkinlikleri koordinasyonla ortak amaca
yöneltir ve ekip çalı!masını sa#lar.
Kontrol
Kontrol (denetim), arzulanan amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığını veya hangi ölçüde ulaşıldığını araştırmak
ve gerektiğinde düzeltici önlemler almaktır. Denetim diğer yönetim fonksiyonlarının neleri, nasıl, ne
ölçüde başardığını araştırmak ve sağlamaktır.
Yönetim fonksiyonları 3, 4, 5, 6. ünitelerde detaylı bir şekilde
açıklanacaktır.
Hangi yönetim kademesinde olursa olsun tüm yöneticilerin benzer yönetsel işlevleri vardır. Ancak
bulunulan kademeye göre yöneticilerin bu işlevlerdeki sorumlulukları değişebilir. Bu kitapta yönetim beş
temel fonksiyon olarak ele alınmıştır. Yönetimin bu fonksiyonları örgütün çeşitli seviyelerinde bulunan
ve ‘yöneticiler’ olarak adlandırılan kişiler tarafından gerçekleştirilir. Bu yöneticilerin unvanları ise
yaptıkları işin doğasına, pozisyonlarının sorumluluk derecesine ve örgütün tip ve büyüklüğüne göre
değişmektedir.
Yönetimin Boyutları
Yönetim teknik, insan ilişkileri (beşeri) ve kavramsal olmak üzere üç boyutu olan bir faaliyetler
topluluğudur.
Teknik boyut yöneticinin fonksiyonel uzmanlık alanını ifade etmektedir. Her yönetici muhasebe,
mühendislik, pazarlama, finans, Ar-Ge gibi belirli bir alanda uzmanlık bilgisine sahiptir.
Teknik boyuta örnek olarak; bir yöneticinin büro personelinin ücretlendirme politikasını belirlemesi
verilebilir. Yöneticiniz adil bir ücretlendirme politikası yapabilmesi için, hangi kaynaklardan bilgiye
erişebileceğini ve yürürlükte olan ücretlerin etkilendiği yasal düzenlemeleri bilmesi gerekir. Önerilen
ücret oranlarını ve yürürlükte olan maaş oranlarını da tablolaştırabilmeli, yüzdelik oranlarını ve miktarını
hesaplamada matematiksel teknikleri kullanabilmelidir.
İnsan ilişkileri boyutu yöneticinin insan unsurunu ve bir insanın diğer insanlarla iletişimini anlaması
ve bunu yaparken insan davranışları bilgi dağarcığını kullanması ile ilgilidir. Her yönetici, özellikle
kademeler yükseldikçe, sorunları kendi sahip oldukları teknik bilgileri uygulayarak çözmek yerine,
başkalarının faaliyetlerini planlayarak, koordine ederek, kontrol ederek ve bunların gayretleri ile
çözmektedir. Yani başkaları ile sonuçlara ulaşmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla insan unsuru önem
kazanmaktadır. Yönetici bu rolde diğerlerinin ihtiyaçlarına ve duygularına duyarlı ve çalışanlarının
kendilerini özgürce ifade edebileceği ve önerilerini açıkça ortaya serebilecekleri bir örgüt iklimi yaratacak
insan ilişkileri becerilerini sergilemelidir.
Kavramsal boyut yöneticinin yeni bilgi elde etmek için var olan bilgi dağarcığını kullanabilme, var
olan bilgiyi bir bütün olarak görebilme ve içinden bir parçası çıkarıldığında nasıl değişeceğini görebilme
yeteneğidir. Örneğin şirket kayıtlarını depolamak için bilgisayarlı sisteme ihtiyaç olduğunu öngören bir
yöneticinin öncelikle örgütün tamamını bir bütün olarak görmesi gerekir. Özellikle belgelerin hangi
başlık adı altında dosyalanacağı ve onlara yeniden ulaşmada nasıl bir değişimin olacağını araştırmalı ve
bunun bilgi zincirini nasıl etkileyeceğini sorgulayarak, keşfederek karar vermede kavramsal yeteneğini
gösterebilmelidir.
Kamu Yönetimi ve Özel Sektör Yönetimi
Özel sektör örgütlerinin yönetiminde yaşanan gelişmeler, kamu yönetimini de etkilemektedir. Toplumsal
açıdan yaşanan değişme, gelişme ve yenileşme kavramları, en fazla yönetim alanını ve dolayısı ile de
kamu yönetimini de yakından ilgilendirmektedir. Kamu yönetimi açısından değişim ve gelişme
kavramları, ekonomik büyümenin sağlanmasının yanında, çalışanların sadece maddi ihtiyaçlarını değil,
aynı zamanda eğitim, sağlık, güven, adalet ve genel olarak insan hakları alanındaki ihtiyaçlarını takip
etmeyi ve bunların yönetim alanına geçirilmesini gerektirmektedir.
Kamu yönetimi kavramı, yönetimin kamu kurumlarıyla ilgili olan dalını, özel sektör yönetimi, işletme
yönetimi ise kamu kurumları dışındaki işletmelerde uygulanan yönetimi ifade etmektedir. Kamu yönetimi
ve i!letme yönetimi, yönetimin birer alt dalları olmaları nedeniyle, bazı ortak özellikleri bulunmakla
birlikte, farklı amaçları ve yöntemleri nedeniyle de bazı farklılıklar göstermektedir. Kamu yönetimi ve
özel sektör yönetimi arasındaki benzerlik ve farklılıklar a!a#ıdaki verilmeye çalı!ılmı!tır.
Kamu ve Özel Sektör Yönetiminin Benzerlikleri
Yönetim konusundaki örgüt teorilerinin büyük bir kısmı, özel sektör kurulu!larında yapılan ara!tırmalara
dayanmaktadır. Kamu yönetimi bu ara!tırmalardan büyük ölçüde yararlanmaktadır. Benzerlik, teorik
yakla!ımların kaynaklarının aynı olmasından ileri gelmektedir. Bugün genel e#ilimler do#rultusunda,
kamu yönetimi ve özel yönetim arasında önemli bir yakınla!ma ya!anmaktadır. Çalı!ma yöntemleri
bakımından iki kesim giderek bir birine benzemektedir. Kamu ve özel sektör yönetimi alanındaki
yakınla!malar a!a#ıdaki alanlarda ortaya çıkmaktadır:
#"birli!i ö!esi: Kamu ve özel sektör yönetiminin benzerliklerinin temelini i!birli#i ö#esi olu!turmaktadır.
Her iki kesimde de i!birli#i, ortak bir çaba ve koordinasyona dayalı ussal bir etkinlik olarak kabul
edilmektedir. Hedefler ve sonuçlar farklı olsa da, amaca ula!mak için her iki yönetimde de i!birli#i
zorunludur.
Bürokratik ö!e: "ki yönetim alanındaki di#er bir benzerlik de, bürokratik ö#edir. Büyüyen ve geni!leyen
bir örgüt, zorunlu olarak bürokratik bir kimlik kazanır. "ki kesimde de belli bir büyüklü#e eri!en her
örgüt, i! bölümü, uzmanla!ma, hiyerar!i ve formelle!me gibi benzer nitelikler kazanır.
Bilimsellik ö!esi: Her iki örgüt yönetiminin benzer yanları arasında ba!ta geleni, yönetimin bilim ve
sanat yanının uygulanma zorunlulu#udur. Örgütsel verimlilik ve etkinlik için bilimsel yöntemler
kullanılmalıdır.
Kamu ve Özel Sektör Yönetiminin Farklılıkları
Hizmet ö!esi: Hizmet ö#esi bakımından kamu yönetiminde “kamu yararı” söz konusu iken, özel sektör
yönetiminde “bireysel yarar” önceliklidir.
Açıklık ö!esi: Açıklık bakımından da kamu ve özel sektör yönetiminde farklılık vardır. Kamu hizmetleri
herkesin gözü önünde yürütülür. Kamu görevlilerinin her tür eylem ve i!lemleri, kamunun denetimi
altındadır.
Yasallık ve biçimsellik ö!esi: Yasal ve biçimsellik ilkelere ba#lılık ö#esi bakımından, kamu hizmetleri
yasalara ve biçimsel kurallara göre yürütülür. Kamu kesimindeki yöneticinin karar ve eylem serbestli#i,
özel sektör yöneticisine oranla daha çok kısıtlanmı!tır.
Örgütsel boyut ö!esi: Kamu hizmetleri büyük boyutlu örgütlenmeleri zorunlu kılar. Hiçbir özel sektör
örgütü, tek ba!ına devlet kadar büyük ve kapsayıcı de#ildir. Personel, araç gereç ve parasal kaynaklar
açısından kamu örgütleri, özel sektörle kar!ıla!tırılamayacak kadar büyüktür.
YÖNETİCİ
Yönetici, kârı ve riski başkalarına ait olmak üzere hizmet veya mal üretmek için üretim öğelerinin alımını
yapan veya yaptıran, bunları belli ihtiyaçları doyurmak amacına yönelten, işletmeyi girişimci adına
çalıştırma sorumluluğu olan kimsedir. Yöneticiyi girişimciden ayıran fark, çalışmalar sonucu ortaya çıkan
riske katlanmaması, başka bir ifadeyle kâr ya da zararın sahibi olmamasıdır. Yönetici emeği karşılığı prim
ve/veya kârdan pay alarak örgütü saptanan amaçlara ulaştırmaya çalıştırır. Yönetici genel olarak bir iş ve
işletmenin veya bir bölümün belirlenmiş amaçlar etrafında yönlendirilmesi, faaliyetlerin sonuçlarının
değerlendirilmesi görevini yürüten kişi olarak bilinmektedir. Planlayan, emir veren veya onları denetleme
yetkisine sahip olan herkes yöneticidir. Yönetici, örgütte yönetim görevini üstlenen kişidir. Üstlendiği
görev nedeniyle yönetim denilince akla gelebilecek tek kişi yöneticidir ve yönetim, yönetici kavramları
birbirinin yerine de zaman zaman kullanılmaktadır. Yöneticiler her ne kadar belirli ücret karşılığı
çalışıyor olsalar da, verdikleri kararlar, işletmenin sahiplerinin ne kadar kar payı alacaklarından,
tüketicilerin ne fiyat ödeyeceğine, çalışanların ne miktar gelir elde edeceklerine ve üretim miktarı ile
istihdam seviyesinin ne miktar olacağına kadar geniş bir alanı kapsamaktadır.
Yönetici, her işe hayat veren unsurdur. Onun yöneticiliği olmadan üretim faktörleri yalnızca kaynak
olarak kalır ve ürüne dönüşemez. Rekabetçi bir ekonomide, her şey bir yana, yöneticilerin nitelik ve
performansları işin başarısını belirler. Bunun nedeni yöneticilerin nitelik ve performanslarının rekabetçi
bir ekonomide bir kuruluşun elinde bulundurabileceği tek avantaj olmasıdır. İşte bu ortamda yönetici
asistanının da nitelikleri ve görevlerini yerine getirme konusunda rakiplerine göre daha iyi olması gerekir.
Ünlü yönetim bilimcisi Peter Drucker ise yöneticiyi; “Bilginin uygulanmasından ve performansından
sorumlu kişi” olarak tanımlamaktadır. Çünkü bilgiye sahip olan bir yönetici diğer kaynaklara da sahip
olabilir. Ancak bilgili olmayan bir insanın diğer kaynaklara etkin bir şekilde sahip olabileceği belirsizdir.
Bu açıklamalardan sonra yönetici kapsamlı olarak; “Belirli bir süre içinde, emrine verilmiş olan maddi ve
beşeri üretim faktörlerini, belirlenmiş amaçları gerçekleştirmek için çevredeki gelişmeleri dikkate alarak
yönlendiren ve sahip olduğu kaynakların verimliliğinden sorumlu kişi” şeklinde tanımlanabilir.
Yönetim işinin değişimine paralel olarak yönetici kavramı yerine, söz konusu değişimleri ve
gelişmeleri daha iyi ifade ettiği düşünülen başka kavramlar kullanılmaya başlanmıştır. Bu kavramların
başlıcaları lider, koç, mentor, kolaylaştırıcı, koruyucu, mümkün kılıcı veya destekleyicidir. Aslında, bu
değişimlerin altında yatan temel sebep örgütlerin müşterilerine, yöneticilerin de çalışanlarına bakış
açılarının değişmesi yatmaktadır. Yeni bakış açısına göre, örgütlerin varlığı ancak ve ancak müşterilerin
varlığı ve onların ihtiyaçlarının karşılanması ile mümkündür. Öyleyse, örgüt, müşterilerine hizmet etmek
için vardır. Müşterilere hizmet ise ancak örgüt çalışanları ile mümkündür. O zaman, çalışanların müşteri
ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde donatılmaları ve uygun çalışma koşullarında çalışmaları
önemlidir. Bu durumda yöneticinin görevi, çalışanları bürokratik araçları kullanarak kontrol etmek ve
denetlemek değil onların işlerini kolaylaştırmaktır. Kısaca, yönetici çalışanlara, çalışanlar da müşterilere
hizmet etmek için vardır. Profesyonel yöneticide şu özelliklerin olması gerekir:
• Tarafsız olmak
• Adil olmak,
• İkna yeteneğinin güçlü olması,
• İletişim ve insan ilişkilerinde iyi olmak,
• Doğru ve yerinde kararlar almak,
• Risk alabilmek,
• Sorun çözme yeteneğinin iyi olması,
• İnsiyatif sahibi olmak,
• Kendini geliştirmek ve yeniliklere açık olmak,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder